Hayatının büyük bir kısmını Avrupa’da geçirmiş, Paşa çocuğu Kamil Bey, artık satıp savdıklarıyla bile geçinemeyecek hale geldiği için, karısı ve kızıyla birlikte işgal altındaki İstanbul’a dönüyor. Memleketini bıraktığı gibi bulamayacağının farkında, tedirgin ve yabancı. Esir Şehrin İnsanları, Kamil Bey’in bu yeni ülkeyi, ülkenin gerçeğini keşfetmesinin, hikayesi. Biraz da kendini bu yeni koşullarda tekrar yaratmasının, aydın sorumluluğunu üstlenmesinin hikayesi. Tabii aynı zamanda parçalanmak üzere olan bir imparatorluğun, yabancı güçlere karşı direnen bir grup insanın, direnmeyen diğerlerinin, Anadolu’da savaşan bir halkın ve savaş yorgunu, esir düşmüş bir şehrin, İstanbul’un hikayesi.
Evet, edebiyatımızın en üretken kalemlerinden biri olan Kemal Tahir’i ve onun Esir Şehrin Mahpusu ve Yol Ayrımı’nı da içeren üçlemesinin ilk kitabı Esir Şehrin İnsanları’nı yatırıyoruz bu bölümde ben okurum masasına. Kemal Tahir romanlarında ortaya koyduğu fikir ve tespitlerle sadece edebiyat dünyasında değil genel olarak ülkenin düşünsel ikliminde de etkili olmuş bir isim. Romanlar aracılığıyla düşünmeyi ve yaşadığı dönemin tartışmalarına yine romanlarıyla katılmayı tercih eden bir yazar o. Milli Mücadele, Osmanlı, feodalite, devlet-toplum ilişkisi, taşra, modernleşme, toplumsal çözülme gibi konu ve kavramlara bakmak ve tüm bunları tartışmak için onun eserlerini okumak iyi bir başlangıç olabilir sanırım. Ama bu özelliği nedeniyle de romancılığının geri planda bırakıldığı da söylenebilir. Yani Kemal Tahir kendisi de bizzat çeşitli tartışmaların konusu olmuştur hep.
Bu önemli edebiyatçıyı çağımızın önemli edebiyatçılarından biriyle konuşacağız. Benim ilk romanı Dublörün Dilemması ile yeni ve farklı bir ses keşfetmenin zevkine vardığım, o andan sonra da sıkı takibe aldığım, üretken yazarlarımızdan Murat Menteş konuğum.
Kemal Tahir, İsmail Kemalettin adıyla, büyük olasılıkla 15 Nisan 1910’da İstanbul’da doğdu. Neden büyük olasılıkla diyeceksiniz, malumunuz hicri takvimden miladi takvime geçirirken bazı hatalar oluşabiliyor. Babası 2. Abdülhamid’in marangozhanesinde çalıştığı için padişah yaverliği unvanı bulunan Yüzbaşı Tahir Bey, annesi ise Naile Sultan’ın hizmetinde bulunan Hubser Hanım’dır. Hoş Hubser hanım gündelik hayatında Nuriye ismini kullanıyordu. 1908 yılında meşrutiyetin ilanıyla baba Tahir bey’in rütbesi düşürülür, emekli edilir, hatta padişahın onun için yaptırdığı ev yüzünden devlete borçlandırılır. Sonra da 1. Dünya Savaşı’nda askere çağrılır. Çanakkele Savaşı’nda yaralanan Tahir Bey, kendini topladıktan sonra mütarekeye kadar ülkenin çeşitli bölgelerinde gezici hastanelerde subay olarak görev yapar. İki çocuğu ve eşi de onunla birlikte dolaşmaktadır memleketi. Daha sonra da aile İstanbul’a döner. Kemal Tahir, hayatının her döneminden beslendiği gibi bu çocukluk yıllarından da beslenecektir elbette. Örneğin Mülkiyet Kalesi, ailesinin saray hayatından belirgin esintiler taşımaktadır.
Aile İstanbul’a dönünce, ilkokulu bitirip Galatasaray Lisesi’ne başlar Kemal Tahir. Ancak 1926 yılında annesi ölünce, okulu yarım bırakmak zorunda kalır. Bir süre işsiz dolaştıktan ve bazı kaynaklara göre kabadayılarla takıldıktan sonra, avukat katipliği, Zonguldak Kömür İşletmeleri’nde ambar memurluğu gibi işler bulur ve çalışır. Daha sonra da gazetecilik günleri gelir: Vakit, Haber, Son Posta… Düzeltmenlik, çevirmenlik ve röportajcılık… Yedigün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik, Karagöz’de baş yazarlık, Tan’da yazı işleri müdürlüğü…. Bu arada solculukla ve Nazım Hikmet ile de tanışmış, edebiyata merak salmış, ilk şiirlerini İçtihat dergisinde yayımlatmaya başarmıştır. 1935 yılından başlayarak Yedigün dergisinde Cemalettin Mahir müstear ismiyle öyküleri de yayımlanmaya başlar. Kemal Tahir ismiyle yayımlanan ilk kitabı 1936’da “Namık Kemal İçin diyorlar ki” adlı bu konuda yaptığı röportajlardan oluşan kitap olur. Ertesi yıl bir öğretmen olan Fatma İrfan ile evlenir. 1938’de de askeri isyana teşvik suçlamasıyla, donanma davası kapsamında tutuklanır. Nazım Hikmet de onunla birlikte tutuklananlar arasındadır. Kardeşi Nuri Tahir de…
15 yıl ağır hapse mahkum edilir Kemal Tahir. Çankırı, Malatya, Çorum, Nevşehir… Bir cezaevinden diğerine gönderilir. Çankırı’dayken 16 ay süreyle Nazım Hikmet ile beraber göğüslerler hapishane günlerini. Nazım, daha sonra Bursa’ya gönderilecek. Dostlukları edebiyatımıza değer katan o meşhur mektuplar aracılığıyla sürecektir. Zaten Kemal Tahir’in bu mapusluk günlerindekini hayatını anlamak için de hep mektuplara bakmak gerekir. Karısı Fatma İrfan’la, yazar Orhan Kemal ile ve tahliye olduktan sonra hayatını birleştireceği Semiha Hanımla olan mektuplaşmaları onun nasıl bir ruh hali içinde olduğunu, edebiyat çalışmalarını ve hapiste çektiği maddi zorlukları ortaya koyar. Gazetelere müstear isimle hikayeler ve tefrika yazmayı da sürdürmektedir.
#denizyücebaşarır #podcast #benokurum #kemaltahir #muratmenteş #esirşehrininsanları
Тэги:
#deniz_yüce_başarır #ben_okurum #sesli_kitap #perde_kapanmasa_görecektiniz #elim_kalem_de_tutar_kadeh_de #edebiyat #türk_edebiyatı #roman #öykü #hikaye #klasikler #mutlaka_okunması_gereken #yeni_çıkan_kitap #kitap_önerisi #kitap_tavsiyesi #hangi_kitapları_okumalı #kemal_tahir #en_ünlü_türk_romancı #sağır_dere #köyün_kamburu #murat_menteş #esir_şehir #istanbul_hakkında #afili_filinta #göl_insanları #yedi_çınar_yaylası #mike_hammer #nazım_hikmet #orhan_kemal #yaşar_kemal